Arşiv

Posts Tagged ‘IFS’

Müşteri Denetimi Mi, Belgelendirme Mi ?

Aralık 13, 2012 Yorum bırakın

Audit Dün bir toplantıda bir tedarikçinin müşterisine yaptığı sunumu izliyordum, 1980’lerde ürettikleri ürünü direk satıcıyla görüşerek sattığından bahsediyordu.Ne müşteri ziyaretleri, ne müşteri denetimleri, ne de yönetim sistemi belgeleri, kendilerinden hiç bir şey talep edilmeden kolayca ürün satabiliyormuş. Çok çılgın gelmiyor mu kulağa?  Zaman içerisinde tüketici ve müşteri beklentileri değiştikçe ‘mecburen‘ farklı sistemleri kurup , geliştirip otuz yılda firma olarak geçirdikleri değişimi tüm aşamalarıyla anlatırken salondaki herkesin çok etkilendiğini belirtmeliyim.

Bu sunum bana büyük alıcıların gıda sektörü üzerindeki etkisini bir kez daha düşündürdü. Ana amaç ticaretin sürekliliğini sağlamak elbette, ama büyük alıcıların markalarını korumak, tüketici memnuniyetini ve güvenliğini sağlamak , hatta ürünlerin üretildiği fabrikalarda çalışanların refahını sağlamak için kendilerince gösterdikleri çaba inanılmaz. Bunun için uluslararası ve lokal ekipler kuruyor, tüm tedarikçileri ürün güvenliği, yasallığı, etik ticaret açısından sürekli değerlendirip,tüm raporları , aksiyonları takip ediyor, tedarikçilerini geliştirmeye çalışıyorlar. Daha fazlasını oku…

Aynı Firmanın İki Denetim Sonucu Neden Farklı Olabilir

Kasım 7, 2012 Yorum bırakın

Her denetçi gideceği denetim öncesinde kısa da olsa bir ön çalışma yapar , firmanın profilini anlamaya çalışır. Gidilecek firma daha önce denetlenmişse önceki denetimin raporu, uygunsuzlukları, aksiyonları okur, yok  ilk kez denetlenecek bir firmaysa başvuru formunu,  gönderildiyse ilgili firma dökümanlarını inceler.

Firma ne zaman kurulmuş, hangi ürünleri üretiyor, hangi proseslere sahip, kaç kişi çalışıyor, kaç vardiya çalışılıyor, başka standartlarda belgeli mi , önceki denetimde ne gibi uygunsuzluklar çıkmış, bir önceki denetim sonucu neymiş tüm bu konuları önceden bilmek denetçiyi önceden zihnen hazırlar ve denetimde nereye , ne kadar zaman harcayacak, hangi konulara ne kadar odaklanmalı konusunda fikir verir. Daha fazlasını oku…

IFS 6.Versiyonu Kullanıcıya Ücretsiz Sunuluyor

Ocak 22, 2012 Yorum bırakın

Bu yıl ihracat yapan ve perakendecilere private label ürün üreten firmalar için bir geçiş yılı olacak. Ocak ayından itibaren uygulamaya geçen BRC’nin ardından IFS standardı da güncellendi, yeni versiyon sonunda yayınlandı ve kullanıcılara sunuldu.

Oldukça tartışılan, yönetimin taahhüdü kısmında varolan standardın orijinalinin firmada bulunması gerekliliği BRC yeni versiyonda da devam ederken bu sefer HDE bence önemli bir karar aldı ve IFS standardı isteyen herkesin ulaşımına sundu.

23 Ocak 2012 tarihinden itibaren standardı ücretsiz olarak www.ifs-certification.com adresinden indirebileceksiniz.Şu anda sadece İngilizcesi yayımlanan standardın ilerleyen tarihlerde farklı dillere de çevrilmesi planlanıyor.

BRC ve IFS ‘i Twitterdan Takip Edin!

Mart 1, 2011 1 yorum

brc ve ifs twitterdaBüyük kuruluş ve organizasyonların sektördeki insanları yeni hizmetlerinden ve güncel değişikliklerden haberdar etmek için kullandığı geleneksel yöntemlerı hepimiz biliyoruz: websitesinden yapılan duyurular, gönderilen mailler,  seminerler,  toplantılar. Ama bunların yanısıra artık diğerlerini geride bırakmaya başlayan yeni bir kavram var hayatımızda o da; sosyal medya!

Son zamanlarda facebook,twitter,friendfeed  gibi sosyal komunite sitelerinin sadece bireyler tarafından değil, bazı markalar tarafından da kullanılmaya başlandığı ve bu siteler üzerinden duyurular, düzenlenen farklı kampanyalar ve organizasyonlarla tüketiciye/hedef kitleye ulaşıldığı dikkatinizi çekiyordur. Özellikle Türkiye’de genç nüfusun ve internet kullanımının Avrupa’ya göre daha yüksek olduğu düşünülürse sosyal medyayı pazarlama için kullanan kuruluşların bu çabalarında oldukça haklı olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Şimdi işin bizi ilgilendiren kısmından bahsedeyim: BRC ve IFS de twitter rüzgarına kapılanlardan .Eylül 2009’dan beri hesabı bulunan BRC daha çok yayınlanan BRC standartları,sektörel  rehber dökümanlar ve bunlarda yapılan değişikliklerle ilgili bilgi verirken, Ocak 2010 itibarıyla twittera giren IFS daha çok dünyada IFS ile ilgili faaliyetler, katıldıkları konferanslar, seminerler ile ilgili bilgi veriyor.Ayrıca takipçilerinin arasında belgelendirme sektörüyle ilgili başka kuruluşlar, sektörde çalışan uluslarası pek çok insana da rastlamanız mümkün.

Eğer siz de bu standartlarla ilgili gelişmeleri takip etmek isterseniz aşağıdaki linklere hemen tıklamanızı öneririm:

BRC  için buraya

IFS için buraya

Benim de Alerjik Bir Bünyem Varmış

Ekim 10, 2010 Yorum bırakın

kaju Uzun zamandır gıda güvenliği sistemleri ile ilgili eğitimler veriyor ve gıda firmalarını denetliyorum.BRC, IFS standartlarıyla çalışmaya başladığımdan beri de bu eğitim ve denetimlerin en önemli kısımlarından birini alerjenlerin firma tarafından nasıl ele alınması gerektiğiyle  ilgili maddeler oluşturuyor.Şimdiye kadar alerjenlerin etkilerinden bahsederken internetten okuduklarımı, sağlık sektöründen konuştuğum kişilerden aldığım bilgileri ve alerjisi olan tanıdıklarımın yaşadıklarını anlatıyordum.Ama geçenlerde  alerjik reaksiyonun nasıl bir etkisi olduğunu şahsen yaşadım.
Perşembe günü uzun bir denetimden çıkıp eve geldim, gün içinde çok atıştırdığım için akşam yemeği yemedim.Evde ufak tefek işlerimi halledip maillerimi kontrol ederken saat 23 civarında mutfaktan ufak bir kase kaju fıstığı yanıma alıp çalışırken yemeğe başladım.15-20 dakika içinde bacaklarımda,kollarımda hafif hafif kaşıntı başladı.Gözüm ekranda işlerimi yaparken bir süre kaşıntının ne kadar yaygın bir alanda olduğunu farketmedim hatta kaşıntının giydiğim kıyafetteki deterjan kalıntısından ya da böcek ısırığından olduğunu düşündüm.Ama kısa sürede kaşıntının sırtıma kadar çıkması ve kaşınan bölgeleri açınca yaygın ve oldukça belirgin kabarıklıkları görüp bir de az önce alerjen gıdalar listesinden kaju yediğimi hatırlayınca gıda alerjisi geçirdiğimi farkettim.Alerjenlerin küçük dilin şişmesi ve solunumun durması gibi etkiler de  gösterebileceğini bildiğimden oldukça korkarak bir hastaneye gittim, antihistamin ve steroid enjeksiyonundan sonra tüm belirtiler bir saat içinde ortadan kalktı.Ben de bu yaşıma kadar keyifle yediğim bir yiyeceğe vücudumun birdenbire tepki verebildiğini ve alerjik bir bünyem olduğunu öğrenmiş oldum.
Benim yaşadığım oldukça hafif bir reaksiyondu sanıyorum, alerji sırasında görülebilen diğer tepkiler şöyle:

1. Kurdeşen
2. Yüz kızarması, kızarıklık
3. Ağızda karıncalanma, yanma veya kaşıntı hissi
4. Yüz, dil veya dudaklarda şişme
5. Bulantı ve kusma
6. Karında kramplar
7. Öksürme veya hapşırma
8. Baş dönmesi
9. Boğaz ve ses tellerinde şişme
10. Nefes alma güçlüğü
11. Bilinç kaybı

oldukça ciddileşebilen bu tepkiler hastaneye yakınken gerçekleşirse ne ala ama ya uçakta, yolda, yurtdışında bir toplantıda ya da size müdahale edilmesinin uzun zaman alacağı bir yerde gerçekleşirse? Bu nedenle gıda sektörü olarak ürettikleri ürünlerdeki alerjen maddeleri tanımlamak ve bu maddelerin varlığıyla ilgili tüketiciyi bilgilendirmek anlamında üreticilere çok iş düşüyor.

Alerjenleri sadece etikette deklare etmek yeterli midir?

Eylül 8, 2010 Yorum bırakın

gıda etiketi  Gıda alerjisi son yıllarda giderek daha çok gündeme gelen, BRC, IFS standartları tarafından titizlikle sorgulanan ve bazı durumlarda öldürücü olabildiği için gıda işletmeleri tarafından detaylı değerlendirilip dikkatle ele alınması gereken konulardan biri.
Alerjen yönetimi işletme içinde hemen her birimi ilgilendiren bir konudur ve en azından şu başlıkları içermelidir: Ürünün üretildiği ve satıldığı ülkelerdeki yasal olarak alerjen kabul edilen maddelerin belirlenmesi, firma içinde kullanılan alerjenlerin tanımlanması, ürün reçetelerinin incelenip alerjen içeren ve içermeyen ürünlerin belirlenmesi, depolama, üretim , paketleme basamaklarında çapraz bulaşma olasılıklarının değerlendirilmesi, buna bağlı olarak üretim planlama ve temizlik  planının gözden geçirilmesi, kullanılan ekipmandan alerjen bulaşması olasılığının incelenmesi (örn. tartım için kullanılan aletler), personelin dışarıdan alerjen içeren gıda sokmasının engellenmesi, paçal yapılan ürünlerde alerjen içeren içermeyen ayrıştırılmasının yapılması, etikette alerjen girdilerin deklarasyonu,vb.
Etikete bu deklarasyonun yapılmasındaki amaç; alerjisi olan tüketiciyi bilgilendirmek, korumaktır
.Etikette  alerjik olduğu maddeyi okuyan tüketici ürünü tüketmeme şansına sahip olacaktır.Üstteki paragrafta bahsettiğim sistemi uyguladığı halde bulaşmayı önleyemeyen bir firmanın ürünlerine koyacağı uyarı elbette tüketiciyi korumak için son derece gereklidir.
Ancak kişisel gözlemim bazı üretici  firmaların herhangi bir risk analizi yapmadan ya da önleyici basamakları atlayarak,  kendini güvenceye almak için mümkün olan tüm alerjenlerle ilgili ‘içerebilir’ ibaresini etikete bastığı yönünde. Bu durumda yumurtaya alerjisi olan bir tüketicinin markete gittiğinde elini attığı her üründe ‘yumurta içerebilir’ ibaresiyle karşılaştığını düşünelim.Bir kısmı gerçekten yumurta içeren, bir kısmıysa risk analizi bile uygulamayan üretici firmanın içinde belki de ‘yumurta’nın ‘y’si bulunmayan ürünlerine yazdığı bu uyarılar nedeniyle tüketici bir süre sonra kendisine uygun,tüketebileceği ürün bulamayacaktır.
Sektör olarak tüm bu uygulamaların amacının tüketicinin alanını daraltmak değil, tüketiciye daha güvenilir ürün sağlamak olduğunu hatırlamalı, standart ve yasaları buna göre yorumlamalıyız.